Yapılan çalışmalar, yaşlanma sürecinde insan beyninde yapısal değişiklikler meydana geldiğini göstermektedir. Ancak bu değişimlerin hızının ve ilerleyiş biçimlerinin kişiden kişiye büyük farklılıklar göstererek ortaya çıktığı da bilinmektedir. Bu farklılıkların, genetik, yaşam tarzı ve hastalıklar gibi birçok etkenin karmaşık etkileşiminden ortaya çıktığına inanılmaktadır. Hatta, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların erken evrelerinde, beyin yapısında belirli bölgelerde ortaya çıkan ve farkedilmesi zor değişikliklerin bile bu sürece katkıda bulunabildiği gözlemlenmiştir. Dolayısıyla, beyin yaşlanmasıyla ilişkili bu nöroanatomik değişikliklerin geniş bir birey yelpazesinde araştırılması, altta yatan biyolojik mekanizmaların anlaşılması ve hastalıkların ilerleyişlerinin önceden kestirilmesi çok önemlidir.
Aralarında üç Türk biliminsanın da araştırmacı olarak bulunduğu bir çalışmada, Surreal-GAN metodolojisini genişleterek, birden fazla (potansiyel olarak bir arada var olan) nöropatolojik sürecin etkileşimlerini yansıtan atrofi belirtilerini yakalayabilen bir korelasyon yapısı ortaya konduğu duyuruldu. Ayrıca çalışmada, geliştirilen metodolojinin, 50.000’den fazla katılımcının yer aldığı, çok sayıda nörogörüntüleme çalışmasından oluşan geniş bir veri kümesine uygulandığı ve bu sayede, beyin yaşlanmasının baskın boyutlarını matematiksel olarak belirlendiği belirtildi. Belirlenen boyutların bilişsel, klinik, yaşam tarzı ve genetik ölçütlerle ilişkilendirilip, ek olarak, beyindeki küçük boyutlu anatomik değişikliklerin, geleceğe dönük olarak hastalıkların ilerleyiş hızları ve ölüm oranları üzerinde belirleyici olduğunun gösterildiği raporlandı.
Bir yanıt yazın